Elazığlılardan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a destek

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Cuma günü verdiği hutbede, Lut kavminin helak oluş sebeplerini dile getirmesinin ardından cinsel sapkınlığı savunan azınlık bir kesim tarafından linç kampanyası başlatılmasına Elazığlılar tepki gösterdi.

Elazığlılardan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a destek

Cinsel sapkınlık, Kur'an-ı Kerim'de insanların ve Müslümanların ders alması için örnek olarak verilen Lut kavminin düştüğü hatanın zamanımızdaki versiyonudur.

Şeytani bir pislik olan cinsel sapkınlık, AİDS hastalığına da neden olmaktadır.

AİDS hastalığı, 'Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu' olarak tarif edilse de bu hastalığın, cinsi sapkınlıklar yoluyla bulaştığı artık kesinlik kazanmıştır.

Şeytan işi olan bir pisliğin dile getirilmesi ve engellenmesi her Müslüman için farzdır.

Genelde insanları, özelde ise Müslümanları uyarmakla görevli olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bu hafta verdiği hutbesinde şeytan işi pislikleri dile getirerek Müslümanları uyardı. Bu uyarıyı kabullenemeyen İslam düşmanları ve eşcinselliği savunan kesimler, sosyal medya üzerinden adeta linç girişiminde bulundular.

Elâzığ halkı, Diyanet İşleri Başkanlığının böyle bir konuda, bu şekilde haksızlığa hedef olmasına tepki gösterdi.

"Diyanet İşleri Başkanı, yalnızca Kur'an'ın hakikatlerini dile getirmiştir"

Prof. Dr. Ali Erbaş'ın yalnız olmadığını ve milletçe yanında durduklarının altını çizen Fatih Numan Erdim adlı vatandaş, söz konusu saldırıların altında yatan şeyin özgürlüğü savunmak olmadığını, aksine hayasızlığı sahiplenmek olduğunu dile getirdi.


Erdim, "Geçen cuma günü, Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Hacı Bayram Veli Camii'nde vermiş olduğu Cuma Hutbesi üzerine maalesef Ankara Barosu, İzmir Barosu ve bazı İslam düşmanı barolar ve çevreler tarafından kendisine yönelik linç kampanyası başlatıldı. Ve kendisine dava açıldı. Buradan belirtmek istiyoruz: Ankara Barosu ve diğer barolar özgürlükten değil namussuzluktan yana taraf olmuşlardır. Ali Erbaş yalnız değildir. Bu saldırı, Ali Erbaş'ın şahsında tüm Müslümanlara, İslam ümmetine ve tüm insanlığa yapılmıştır. Çünkü kendisi de irad ettiği hutbede belirttiği gibi bu tür ahlaksızlıklar, insanların sonunu getiren felaketlere ve hastalıklara neden olmaktadır. Kendisi de bir alim olarak, bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı olarak, aynı zamanda bulunduğu makamın kendisine yüklediği görevini yapmıştır. Yani Kur'an'ın hakikatlerini dile getirmiştir." dedi.

"İslam'a yönelik bu tür çirkin saldırılar her nedense Ramazan ayına denk getirilmektedir"

Erdim, "Bu tür çevreler İslam'ın ve Kuran'ın hakikatlerini duymaya pek alışkın olmadıklarından dolayı bu tür tepkiler vermişlerdir. Bir de şuna dikkatinizi çekmek istiyorum. İslam'a yönelik bu tür çirkin saldırılar her nedense Ramazan ayına denk getirilmektedir. Takip etmişseniz, bütün ahlaksızlıkları bilerek Ramazan ayının mübarek günlerine, İslam'ın kutsal saydığı günlere denk getirmişlerdir. Bu karşılıksız kalmamalıdır. Herkes bilsin ki meydan boş değildir. Meydan onlara kalmayacaktır. Meydanı da boş bırakmamak lazım bu tür çevrelere." ifadelerini kullandı.

"İnsan değişir, zaman ve mekân değişir ama Kur'an'ın hiçbir hükmü değişmez"

İslam dinine mensup olduğu için gurur duyduğunu dile getiren Muhammed Mustafa Aslan, İslam dininin hükümlerinin değişmez olduğunu belirtti. 


Aslan, "Müslümanın yaşam kılavuzu Kur'an-ı Kerim'dir. Biz buna uymak zorundayız. Peygamber Efendimiz evrenseldir, Kur'an-ı Kerim de evrenseldir. Kur'an-ı Kerim; Hıristiyanları, Yahudileri, hatta cinleri… kısacası yeryüzünde yaşayan herkesi kapsar ve muhatap alır. Zaman değişir, insan değişir, mekân değişir ama Kur'an'ın hiçbir hükmü değişmez. Çünkü Allah (Celle Celaluhu), 'Onu biz indirdik, biz koruyacağız.' buyuruyor." ifadelerini kullandı.

"Biz ibret almazsak ibretlik oluruz"

Aslan, "Lut kavmi, yaşanan bu hadiseye bir örnektir. Bu bir ibretliktir. Biz ibret almazsak ibretlik oluruz. Cenab-ı Allah bir şeye haram diyorsa o haramdır. Bütün dünya toplanıp 'bu helaldir' dese, hepsi küfre, günaha girer, kâfir olmuş olur. Allah (Azze ve Celle) ve Peygamber Efendimiz ne derse bizim için o önemlidir. İslam çok şerefli ve temiz bir dindir. Elhamdülillah Müslüman olduğum için çok mutluyum, gururluyum. Allah, tüm İslam alemine birlik, beraberlik, ittifak ve vahdet nasip etsin. Allah kâfirlere fırsat vermesin." dedi.

"Diyanet İşleri Başkanı'na, Kur'an-ı Kerim'deki hakikatleri söylediği için destek olmak lazım"

Diyanet İşleri Başkanına yapılan saldırılara tepki gösteren Ahmet Doğan, Prof. Dr. Ali Erbaş'ın, Kur'an-ı Kerim'i tefsir ettiğini bu yüzden de destek vermemiz gerektiğini söyledi.

Doğan, "Her şeyden önce Allah'ın lisanıyla bunlar melundur. Allah (Azze ve Celle) bu tür pis işleri yasak etmiştir. Ayet ve hadislerle de bu sabittir. Bir Müslüman olarak bu tür durumlarda iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek lazım. Bu her Müslüman için farzdır, bizim bu tür işlere fırsat vermememiz lazım. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanı'nın yanında yer almak lazım, çünkü o, Kur'an ve sünnetten bahsetmiştir. O Kur'an-ı Kerim'i tefsir ettiği, Kur'an-ı Kerim'deki hakikatleri söylediği için ona destek olmak lazım." dedi.

"Artık harama haram demekten korkar olduk"

İyiliği emretmenin ve kötülükten alıkoymanın her Müslümanın üzerine farz olduğunu belirten Merve Aytemur, "Öncelikle Müslüman, iyiliği emredip kötülükten nehyetmekle görevlidir. Bu her Müslümanın yapması gereken bir farzdır. Prof. Dr. Ali Erbaş'ın vermiş olduğu hükümler, Kur'an-ı Kerim'in vermiş olduğu hükümlerdir. Bunlar insan sözleri değildir, insan lafızları değildir. Artık harama haram demekten korkar olduk. Bunlar Allah-u Teala'nın verdiği emirlerdir, bunlar Allah'ın verdiği hükümlerdir. Ve bunlara uymak farzdır. Bunda hiçbir sakınca görmüyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Paylaş: