Bayramlar, çocukluğumuzda kalan o tatlı düşleri, neşeyi ve mutluluğu hatırlatan özel günlerdir. Bayram deyince hepimizin aklına çocukluk yıllarımızdaki o unutulmaz hatıralar gelir; evlerdeki kalabalık aile sohbetleri, bayram için hazırlanan hepsi birbirinden lezzetli yemekler, büyüklerimizin ellerini öperek aldığımız harçlıklar, kapı kapı dolaşarak toplanan şekerler ve hep birlikte yaşanan o saf mutluluk…

O günlerde bayramlar, bir hafta öncesinden başlardı. Annelerimiz bayram baklavası hazırlardı, bayram alışverişine çıkılır ve yepyeni bayramlıklar yataklarımızın başucuna konurdu. Sabahı zor edip bayram namazına gidilir, ardından eş dost ve komşularla bayramlaşılırdı. Dedeler, nineler, amcalar, kuzenler; hep bir araya gelirdi. Bayramlar, aile içinde hasret gidermenin, birlik ve beraberliğin en güzel vesilesi olurdu. Acılar mı? Acılar da bayramlarda paylaşılırdı. Geçen bayram aramızda olan, ancak bu bayram olmayanlar hayırla yad edilir, onların evlerine ayrı bir özen gösterilir ve acılar bu şekilde paylaşılırdı.

Ancak her şey gibi bu saf mutluluklar da zamanla değişmeye başladı. Bugün bayramlar, birçok kişi için bir tatil fırsatı oldu; komşular bir yana, akrabalar bile birbirlerini unutur hale geldi. Oysa ki bayramlar, sadece dinlenme günleri değil; manevi duyguların en yoğun yaşandığı, küskünlerin barıştığı, birbirimizi hoşgörüyle kucakladığımız özel ve manevi günlerdi. Neyse ki Anadolu'da özellikle ilçe ve köylerde bayramlar bayram tadında yaşatılmaya çalışılıyor. Buna rağmen eski bayramlara özlem duyuyoruz, çünkü o günlerde ilişkiler daha sıcak ve güven doluydu. Dedelerimizden kalan "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözleri, insani değerlerin önemini bir kez daha hatırlatıyordu. Belki de biz bayramları çocukluğumuza sakladık ve orada bıraktık.

Ama unutmayalım; bayramlar, sevdiklerimizle bir arada olmanın, hatıralar biriktirmenin, paylaşmanın ve hoşgörüyü yaşatmanın günleridir. Kapınıza gelen çocukları geri çevirmeyin; yaşlılara saygı, çocuklara sevgi göstermeyi ihmal etmeyin. Bayram, tatil değil; manevi değerleri, dostluğu, sevgiyi ve aileyi hatırlamak için büyük bir fırsattır. Bu ruhu yeniden yaşatmak bizim elimizde.

Bayramlar doğası gereği neşe ve mutluluk yayıyor olsa da, İslam alemi olarak kalplerimizde büyük bir hüzün taşımaktayız. Gazze’de ve İslam coğrafyasında yaşanan zulüm ve katliamlar, kardeşlerimizin yaşadığı acılar bu bayramda hepimizin yüreğinde bir yara. Bayram öncesinde olduğu gibi bayram boyunca da dualarımızı Gazzeli kardeşlerimizden eksik etmemeliyiz. Başta Filistin olmak üzere din kardeşlerimize yapılan zulmün sona ermesi için inşallah bu bayram bir vesile olsun. Dualarımız ile birlikte acıyı paylaşmanın en etkili yollarından biride maddi yardımlardır. Zülüm altında olan din kardeşlerimize maddi yardımlarımızla destek olmayı, kardeşlerimizin acısına bir nebze olsun merhem olmayı ihmal etmeyelim. Bayramların sadece tatlı hatıralardan ibaret olmadığını da aklımızdan çıkarmayalım, bu bayramın, ümmet olarak tüm zorlukları aşacağımız günlere vesile olmasını yüce Allah'tan dileyelim.

Bu duygu ve düşüncelerle başta şehit aileleri olmak üzere hepinizin bayramını kutluyor, özlediğimiz o eski bayramları yeniden yaşa(t)manızı diliyorum. Şeker tadında, umut dolu ve kardeşlik ruhuyla nice bayramlarınız olsun.