Euro

44,6623

Dolar

39,2091

Altın

4.185,85

  • Ekleme: 14.04.2025 12:12 Güncelleme: 14.04.2025 12:12

Menfaat dünyasında görünmeyen emekler

"Kimse bağın nasıl yetiştirildiğini sormaz ama, üzümünü sorar ve yemeyi ister..." Hz. Mevlana’nın bu hikmetli sözleri, günümüz dünyasında sıkça karşılaştığımız bir gerçeği tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. İnsanların çoğu, emeğin, fedakârlığın ve çabanın arkasındaki süreci görmek istemez; yalnızca elde edilen sonuca odaklanır. Hazıra konmak, menfaat elde etmek ve başarıdan pay almak isteyenler, o zahmetli sürecin detaylarıyla pek ilgilenmezler.

 

Görülmeyen Çaba ve Başarı

Bu durum, özellikle iş dünyasında, sosyal hayatta ve kişisel ilişkilerimizde kolaylıkla gözlemlenebilir. Bir projeyi hayata geçirmek için gece gündüz çalışan bir girişimciyi, bu süreçte desteklemek yerine yalnız bırakırlar. Uykusuz geceler, karşılaşılan zorluklar ve aşılması gereken engeller hiçbir zaman konuşulmaz; başarıya ulaşıldığında ise herkes bu başarının nimetlerinden faydalanmayı ister. Ancak işin asıl zahmeti, görünmeyen kısmında saklıdır.

Emeğin görülmemesi yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumların ilerlemesini engelleyen en büyük problemlerden biridir. Hakkaniyetin kaybolduğu yerde, fedakârlık yerini umursamazlığa bırakır.

 

Menfaat Odaklı Yaklaşım

Günümüzde, insanların değer görmesinin ölçütü ne yazık ki erdem, fedakârlık veya dürüstlük değil; sahip oldukları makam, güç ya da maddi servettir. Eğer biri başarıyı yakalamışsa, etrafı bir anda kalabalıklaşır; onunla dost olmak isteyenler çoğalır. Ancak aynı kişi zorluklar içindeyse ve başarı elde edememişse yanında duran, ona destek olan kaç kişi vardır? İşte bu sorunun cevabı, Mevlana’nın sözünde gizlidir. Emek ve çaba genellikle göz ardı edilirken, başarı ve menfaat herkesin ilgisini çeker.

 

Ne Yapmalı, Nasıl Davranmalıyız?

Fedakârlığı görmezden gelmemek, emeği takdir etmek ve hak edenleri öne çıkarmak zorundayız. Toplum olarak yalnızca sonucu değil, süreci de anlamalıyız. Bir işin zahmetini çekmeden nimetlerinden faydalanmaya çalışan bir zihniyet, ne topluma güven kazandırabilir ne de adalet tesis edebilir. Başarıya ulaşmış insanları alkışlarken, o başarıya ulaşmak için harcanan çabayı da takdir etmeyi öğrenmeliyiz.

 

Mevlana’nın bu hikmetli sözünden ders çıkararak, gerçek emeğin kıymetini anlamalıyız. Bir bağın üzüm vermesi için yıllarca emek harcanır; toprak işlenir, bakım yapılır, su verilir. Hayatta da her başarının arkasında büyük bir fedakârlık ve zahmet vardır. Bizler, yalnızca üzümü yemek isteyen değil, bağı yetiştirenlerin emeğini de görüp takdir eden bireyler olmalıyız. Eğer bu dengeyi sağlarsak, maddi kalkınmanın yanında manevi kalkınmayı da yakalamış oluruz.

 

Aksi takdirde, haset ve kıskançlık içimize işler ve hem kendimize hem de çevremize zarar veririz. Bunun farkına vardığımızda ise iş işten geçmiş olur, son pişmanlık fayda etmez. Emeği görüp takdir etmek, adaletin ve huzurun temelidir.

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.