Euro

44,5943

Dolar

39,1260

Altın

4.201,88

  • Ekleme: 21.04.2025 11:03 Güncelleme: 21.04.2025 11:03

Emek olmadan başarı olmaz; Kader gayrete aşıktır

Hayatta çoğu zaman karşılaştığımız zorluklar ve engeller karşısında gözyaşı dökmek ve hüzünlenmek bizim en doğal reflekslerimizdir. Ancak derin bir hakikati göz ardı etmemek gerekir: Çözüm ve başarı için sadece gözyaşı yetmez, neden ter dökmediniz gayret göstermediniz aklı selim her insanın kuracağı bu cümle, sadece duygusal tepki vermenin yetersiz olduğunu, asıl değişim ve başarı için çaba sarf etmek gerektiğini bizlere hatırlatır.

 

Bir toplumda sıkça gördüğümüz bir durum vardır: İnsanlar bir felaket, bir haksızlık veya zor bir olay karşısında büyük bir üzüntü yaşar, gözyaşı döker. Ancak sadece üzülmek yeterli değildir. Eğer gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, yalnızca dert yanmakla kalmayıp çözüm üretmeli, mücadele etmeli ve ter dökmeliyiz.

 

Örneğin, bir öğrenci sınavda başarısız olduğunda üzülmesi gayet doğaldır. Ama sadece üzülmekle kalıp ders çalışmazsa, gelecekte de başarısız olmaya devam edecektir. Aynı şekilde, bir insan ekonomik zorluklar yaşadığında yalnızca şikâyet edip, kendini kötü hissederek bir yere varamaz. Bunun yerine yeni fırsatlar aramak, farklı çözümler üretmek ve çalışarak kendini toparlamak zorundadır.

 

Hayatın Başarısı Mücadeleden Geçer

 

Tarihe baktığımızda büyük başarı hikâyelerinde ortak bir nokta görürüz: Gözyaşı değil, alın teri belirleyici olmuştur. Edison, binlerce başarısız deneyden sonra ampulü icat etti. Hiçbir başarısızlığında pes etmedi, üzülmekle vakit kaybetmek yerine tekrar denedi.

Bir çiftçi düşünelim. Toprağı işlemeyip sadece yağmur yağsın diye beklerse, hiçbir zaman mahsul elde edemez. Oysa sabahın ilk ışıklarıyla toprağını sürer, tohumunu eker, alın teriyle ürününü yetiştirir. İşte başarı tam da buradadır: "Emek vermek, çalışmak, alın teri dökmek."

 

İslam tarihine baktığımızda, kısıtlı imkanlarla yapılan büyük mücadeleler bizlere örnek teşkil eder. Bedir Savaşı’nda Müslümanlar, az sayıda olmalarına rağmen inançları ve fedakârlıklarıyla zafer kazandılar. Hendek Savaşı’nda, zorlu koşullara rağmen birlik ve azimle hareket ederek düşmanı püskürttüler.

Ancak bugün, Filistin’de yaşanan zulüm karşısında İslam ümmetinin sessizliği düşündürücüdür. Oysa ki, bu kadar imkân ve kaynak varken, Filistinli kardeşlerimizin acılarına karşı daha güçlü bir dayanışma ve mücadele sergilenmelidir. Gözyaşı dökmek elbette insani bir tepkidir, ancak yeterli değildir. Filistin’deki zulmü sona erdirmek için birlik olmamız ve harekete geçmemiz gerekmektedir. Sessizlik, zulmü onaylamak anlamına gelir; bu yüzden ümmet olarak sorumluluğumuzun farkına varmalı ve çok geç kalınmış adımları ivedilikle atmalıyız.

 

Eğer gerçekten bir değişim istiyorsak, bu sadece üzülmekle olmaz. Çalışmak, mücadele etmek ve alın teri dökmek, bizleri hem bireysel hem toplumsal anlamda daha iyi bir noktaya taşır.

Bu yüzden, bir sorunla karşılaştığımızda kendimize şu soruyu sormalıyız: *Ben sadece üzülüyor muyum, yoksa gerçekten çaba harcıyor muyum?* Gözyaşı yetmez; çünkü gerçek değişim, gerçek başarı ve gerçek kazanım ancak emek ve mücadele ile gelir.

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.