44,6606
39,2127
4.190,86
Hayatta hepimizin bir sınırı, bir “dur noktası” olmalı. Bu, kendimize ve çevremize saygı gösterebilmek, insanlığı koruyabilmek adına en önemli ölçütlerden biridir. Ancak ne yazık ki, bazı insanlar bu sınırları silip geçiyor; ne kendilerine yakışanı düşünüyor ne de başkasını incitecekleri için kaygı duyuyorlar. “Bunu yapmak bana yakışmaz” diyebilecek bir dur noktası olmayanlar, insanlık erdeminden uzaklaşmanın en acı örneğini sergiliyor.
Saygının, empatinin ve utancın yokluğu, bir toplumun değerlerini zedeler. Başkalarının nasıl hissettiğini önemsemeyen bir zihniyet, sadece zarar vermekle kalmaz; aynı zamanda o zararları unutturmaya çalışan bir yüzsüzlüğü de içinde barındırır. Kötülük yapıp ardından sanki haksızlığa uğrayan tarafmış gibi davranmak, vicdanı yok eden bir ahlaksızlıktır. İnsanlık, bu tür davranışları ne kadar görmezden gelirse, bu kaygısızlık o kadar büyür. Ve bu büyüme kişinin kendisi başta olmak üzere, sonunda herkesin zarar gördüğü bir toplumsal çöküşe neden olur.
Kötülüğün bumerang etkisi olduğu unutulmamalıdır. Yaptığınız her kötülük bir şekilde size geri dönecektir. Hayat, ilahi adaletin ince iplikleriyle örülüdür; ne ekerseniz, onu biçersiniz. Birisine zarar verip bunu masum bir gerekçeyle örtmeye çalışmak, sadece daha büyük bir zararın başlangıcı olur. Vicdansızlık, başkasını incittiği kadar sahibini de içten içe yakar, eritir.
Dur noktasını kaybeden bir insan, kendisini de kaybeder. “Bu yaptığım bana yakışmaz” diyebilmek, insanın en büyük erdemlerinden biridir. Ama bu erdem kaybolduğunda, o insan çevresine zarar vermekle kalmaz, kendisine de zarar verir. Saygı, empati ve utanma gibi temel insani değerlerden yoksun olan bir kişi, yalnızca başka insanların acılarına duyarsızlaşmakla kalmaz; aynı zamanda kendi insanlığını da tüketir. En çokta kendisi zarar görür, bunu fark ettiğinde ise iş işten geçmiş olur.
Bu yüzden bir an durup düşünmelisin: Benim dur noktam neresi? Bu yaptığım karşımdaki insanlara ne hissettirir? Utanacak bir şey yapıyor muyum? Eğer kendine bu soruları sormuyor ve kendi sınırlarını gözetmiyorsan, hem insanlığa hem de kendine ihanet ediyorsun demektir.
Dur noktası olmayan insanlar, ortak vicdanı, insanlığı ve toplumsal değerleri zedeler. Geride bıraktığımız iyilikler ve kötülükler, bizim gerçek mirasımız olacak.
Topraktan geldiğimizi ve toprağa döneceğimizi unutmadan, “Bu bana yakışmaz” diyerek hareket etmeyi ve "Had bilmeyi" öğrenmeliyiz. Çünkü insanlık, vicdanı ve dur noktası olanların yaşattığı bir değerdir. Sınırlarımızı koruyarak hem kendimize hem de çevremize huzur vermek, bu dünyada en çok ihtiyaç duyulan hasletlerden biridir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.