Euro

47,1304

Dolar

40,6772

Altın

4.398,95

  • Ekleme: 16.06.2025 10:45 Güncelleme: 16.06.2025 10:54

Zulme Karşı Susmak İhanettir!

Saflar netleşiyor; hak ile batıl, mazlum ile zalim arasında büyük hesaplaşma yaklaşıyor. Siyonizmle mücadele tüm şiddetiyle devam ediyor. Aylardır, hatta yıllardır, Müslüman halklar mahzun, üzgün, perişan… Gazze’de kardeşlerimize yapılan tarifsiz bir vahşeti çaresizce izlemek zorunda bırakıldık. Belki de insanlık tarihinin en aleni zulmüne, bu kadar açıktan işlenen bir soykırıma tüm dünya ilk kez bu kadar yakından tanıklık ediyor.

 

Üstelik bu felaket, tamamı müslüman devletlerden oluşan bir coğrafyanın tam kalbinde, siyonist terör şebekesi tarafından gerçekleştiriliyor. Oysa bu coğrafyada ki birkaç devlet cesaret edip bu soykırıma “dur” diyebilseydi, belki de bu zulüm çoktan sona ermiş olacaktı. Fakat ne acıdır ki hiçbiri bunu diyemedi. Bu tarihi vahşetin karşısında durmamak gafletten öte, Mescidi Aksaya bir ihanet değil midir?

 

Hele ki eski bir bakanın sözleri hâlâ tüyler ürpertiyor: “Evet, İsrail soykırım yapmış olabilir, bebek öldürmüş, Gazze’de taş üstünde taş bırakmamış olabilir... Ama Denizlili iş adamlarının İsrail’e bakır kablo satmasına bu engel değil...” Bu söz, sadece bir akıl tutulması değil; bir vicdan kaybının da belgesidir. İşte böyle bir zillete tanıklık ediyoruz.

 

Evet bu bir politika meselesi değil, bir iman meselesidir. Herkes elinden, dilinden, kalbinden geldiği kadar sorumludur. Ancak 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan sonra hâlâ hayatlarımızda bir değişiklik yoksa; siyonistlerin ve destekçilerinin mallarını boykot etmiyor, dualarımızda Gazzeli kardeşlerimizi anmıyor, gözlerimiz yaşarmıyorsa; çocuklarımıza, eşimize, annemize, babamıza bakarken Gazze’deki parçalanmış bedenler gözümüzün önünde canlanmıyor, o feryatlar kulağımızda yankılanmıyorsa vay bizim halimize, demekki biz insanlığımızı kaybetmişiz...

 

Bu zilletin içinden, yalınayak, açlıkla boğuşan, bir yandan da ihanetle kuşatılmış Arap devletleriyle savaşan şerefli Yemen halkı ve devleti çıkıp “yeter!” dedi. Her türlü ambargoya ve askeri müdahaleye rağmen ümmet adına ses yükseltti ve savaş ilan etti. Ve tıpkı Gazze gibi yalnız bırakıldı. Siyonistler ise karşılarında büyük bir devlet görmeyince kudurmuş köpek gibi Yemen’e, Lübnan’a, Suriye’ye ve en son İran’a saldırdı.

 

Belki de bu saldırı, sonun başlangıcıydı. İran, tarihte görülmemiş bir şekilde karşılık verdi ve veriyor. Buna rağmen hâlâ İran’ı ve Yemen’i eleştirenler çıkıyor. Onlara Saddam Hüseyin’in Arap Birliği toplantısında sarf ettiği şu unutulmaz sözleri hatırlatalım: “Ben İsrail’e 39 füze attım. İçinizde adam olan varsa 40.yı atsın.”

 

Bugün konjonktüre göre vaziyet alan çıkarı zarar görmesin diye sessiz kalanların yanında, gerçekten mücadele edenler ve adım atanlar var. Halkın sesi olup Refah Kapısı'na yürüyen HÜDA PAR Milletvekili Sayın Faruk Dinç ve Gelecek Partisi Milletvekili Sayın Sema Silkin Ün'e teşekkür etmek gerekir. Bir teşekkürü de Kovancılar'dan Gazze'ye yüreğini taşıyan ve Refah Sınır kapısına yğrüyen Muhammet Kılınç, Bayram Üstünkaya, Mustafa Tangüner ve Akif Bal'a borç biliriz. Rabbim onlarıda, mazlumun safında dimdik duran herkesi de muhafaza etsin.

 

Unutmayalım "Zulme karşı sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır."

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.