36,5551
34,7320
2.956,36
Tarih 24 Ocak 2020, bir Cuma gecesi. Kimimiz evimizde ailemizle vakit geçirirken, kimimiz başlayan sınavlarımıza çalışırken, kimimiz arabada yetişmemiz gereken bir yere giderken yakalandık o sarsıntıya.
Birden yer kendine has konuşmasıyla bize seslendi: Bu gidiş nereye?
Bir anda hepimiz afalladık. Neye uğradığımızı şaşırdık. Kaçmaya çalıştık. Sağa sola koşturduk. Ama sarsıntılar çoğumuzun kaçmasına müsaade etmiyordu. Kimimiz duvara çarptık. Kimimiz yere düştük. Kimimiz tam kaçacakken odamızın, evimizin, binamızın kapısı kilitlendi. Kapının önünde çaresizce kaldık. Çoğumuz; artık bitti. Yolun sonuna geldik dedik. Deprem yaklaşık bir dakika sürdü. Ama sanki saatlerdir devam ediyordu.
Deprem bitti. Dışarı koştuk hemen. Herkesin gözlerinde korku, panik, şok okunuyordu. Bazıları ağlıyordu. Arabalar vızır vızır gidiyordu. Sanki herkes sarhoş gibiydi.
Zengini, fakiri, müttakisi, faciri herkes bir telaş, bir korku, bir panik içindeydi. Zira üzerine bastığımız yer emniyetli değildi. Ne müthiş bir andı Ya Rabbi. İbret almak isteyene ne ibretlik bir tablo.
Ne kadar da acizmişiz. Ne kadar da zayıfmışız. Ne kadar da korkakmışız. Ne kadar çaresiz...
O anda zalimler, Allaha savaş açanlar, Allah yokmuş gibi yaşayanlar geldi aklıma. Sadece biz değil onlar da korkmuştu. Hatta onlar daha çok korkmuştu. Ne kadar acınacak bir haldelerdi. Nasıl bir kudrete savaş açmışlar, düşmanlık ediyorlardı. Öyle bir kudrete savaş açmışlardı ki yer onun emrinde, gök onun emrindeydi.
Bir dakikalık bir depremdi bu. Kıyameti düşündüm o an. O günkü sarsıntı bir dakikalık olmayacaktı. Sadece yer sarsılmayacaktı o gün. Yer, gök, denizler, dağlar...
Bunları düşününce bu dua döküldü dilimden: Ya Rabbi senin azabından gene sana sığınırız.
Vesselam
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.